1 Kasım 2014 Cumartesi

Enver Yücel Forbes Türkiye'nin kapağında

Forbes Türkiye'nin Kasım sayısında, Türkiye'deki 77 vakıf üniversitesi ve meslek yüksek okulu ile ilgili, Özer Turan imzalı "Akademi Savaşları" başlıklı bir haber-analiz yayınlandı. Haber şöyle başlıyor:

Bahçeşehir Üniversitesi'nin kurucusu Enver Yücel, yıllar önce bir ziyareti sırasında Koç Holding'in kurucusu Vehbi Koç'a "bir üniversite kurmalısınız" önerisinde bulunmuş. Vehbi Koç'tan aldığı şakayla karışık cevap, bugün 3,5 milyar lirayı aşan bir hacim yaratan vakıf üniversitelerinin ve üniversite kuran patronların ruh hallerini çok iyi yansıyor:* "Bu işte para var mı ki?"

İş dünyasının birçok büyük holdinginin ve birbirinden farklı profillere sahip onlarca girişimcinin yatırım yaptığı üniversite işinde gerçekten para var mı? Bu soruyu soracağınız hemen her üniversite kurucusundan aynı cevabı alırsınız: "amacımız para kazanmak değil, bilim üretiminde öncü olmak."

Dergide, Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel'e ayrılan bölüm "Yaratıcı Rekabet" başlığı ile sunuluyor. Bölüm şöyle:

Yaratıcı Rekabet


Enver Yücel kurduğu eğitim kurumlarıyla 500 milyon liraya yakın ciro üretiyor. Yurtdışında hayata geçirdiği yeni girişimler ise eğitim imparatorluğunu büyütmekteki kararlılığını gösteriyor.

Sektör ve eğitim kelimelerini yan yana anmak birçok üniversite kurucusunu zorlasa da, Bahçeşehir Üniversitesi'nin kurucusu Enver Yücel'in bakış açısı net: "Eğitim bir sektördür. Üretilebilir, tüketilebilir ve satılabilir." Bahçeşehir Üniversitesi ve Yücel'in başarısının ardında, yönetim yapısını bu bakış açısına göre organize etmesi var. Yücel'in kastı işin merkezine sadece karlılığı oturtmak değil. Ama eğitim alanında rekabetin doğru bir şekilde işleyebilmesi için bu bakış açısının kabul edilmesi gerektiğini düşünüyor. Haklı da! 200 milyon liranın üzerinde bir bütçeye sahip olan üniversitesini etkili bir şekilde yönetebilmek için bu rasyonelliğe ve ekonomik akla ihtiyaç var. Yücel de, bu anlayışın sektörde daha iyi oturabilmesi için Hüsnü Özyeğin gibi başarılı işadamlarının eğitim alanına daha fazla yatırım yapması gerektiğini düşünüyor.

Yücel'in üniversite için kurduğu stratejinin temelinde uluslararası bir kurum haline gelmek var. Bu sadece prestij için konulan bir hedef değil. Türkiye' de vakıf üniversitesi sayısı ve kontenjanının hızla arttığı bir ortamda rekabette 'burs verme' dışında stratejiler yaratmak gerekiyor. Yücel'in yaptığı da bu. Örneğin Bahçeşehir'in temsilcilikleri olarak yurtdışında açılan kurumlar bağımsız üniversitelere
dönüştürüldü. Bu yıl öğrenci almaya başlayan "BAU International University Washington" Yücel'in önemli adımlarından biri. 2004'te dilokulu kurarak başlattığı ABD'deki yatırımını, 10 yıl sonra Amerikan yasalarına göre diploma veren bir üniversite haline getirdi. Bir ayağını ABD'ye atan Bahçeşehir, Almanya'da kurulan "BAD International Berlin University" ile de Avrupa'ya girmiş oldu. Amaç İstanbul, Washington ve Berlin'deki üç üniversiteyi entegre hale getirerek öğrencilerine istedikleri yerden diploma almalarını sağlayacak bir yapı kurmak. "İstanbul'da başla, Berlin'de devam et, Amerika'da bitir ya da aynı anda iki ülkeden birden diploma al!"

Yücel'in bu stratejiyle başka bir planı da, yabancı öğrencileri sisteme dahil ederek hedef kitleyi genişletmek... Bahçeşehir Üniversitesi'nde bugün 100'e yakın ülkeden öğrenci öğrenim görüyor. Yabancı öğrenci sayısını artırmak için Yücel'in hamleleri devam edecek. Bu yıl Gürcistan, Batum'da bir 'tıp üniversitesi' kurulacak. Üniversite hastanesinin 2015'in ilk yarısında hizmete açılacağını söyleyen Yücel, bağımsız üniversite çalışmalarının da tamamlanacağını söylüyor. Aynı zamanda bölgede sağlık sektöründe ciddi bir açık oldugunu söyleyen Yücel, kurulacak hastanenin üniversite için önemli bir gelir yaratmasını bekliyor.

Yücel her yıl toplamda bir ayını yurtdışında geçiriyor. Kendisi yabancı dil bilmemesine rağmen yurtdışında kurduğu ilişkiler yaratıcı zekasının da göstergesi. "Kurulduğumuz ilk günden itibaren uluslararası ilişkilere ayrı bir önem verdik. Amacımız benzer yatırımları diger ülkelere de taşımak" diyor.

Enver Yücel komple bir egitim girişimcisi. Elbette tek gündemi üniversite değil. Sahip oldugu Bahçeşehir Kolejleri'nin yüzde 48'ini 2012'de dünyanın en büyük yatırım fonlarından Carlyle Group'a satan Yücel, yaratılan bu fonun tamamını ortaöğrenimde büyüyecek şekilde yeni okul açılışlarında yatırdı. Bugüne kadar 175 milyon dolara yakın yatırım yaptıklarını söylüyor. 10 yıl içinde 350 okul
ve 100 bin öğrenci sayısına (bugün 30 bin öğrenci) ulaşmayı planlayan Bahçeşehir Kolejleri her yıl 40'a yakın okul açacak. Sahip oldugu Uğur Dershaneleri'ni de hazırlık lisesine çevirerek "lise+dershane" modelini hayata geçiren Yücel'in bu girişimleri hem bağımsız gelir üreten hem de Bahçeşehir Üniversitesi'ni besleyen yapılar olarak eğitim vermeye devam edecek.

Enver Yücel'in yurtdışı planları kolejleri de kapsıyor. Üniversite kurmak için ABD, Almanya ve Gürcistan'da karar kılan egitim patronu lise yatırımı için İngiltere'yi düşünüyor. İngiliz Hükümeti, ülkedeki ortaöğrenim kurumlarının işletmelerini özel sektöre devretme kararı aldı. Enver Yücel de oluşan bu pastadan payalmak peşinde. İngiltere' de okul açmak ve işletmek için lisans almış durumda. 'Ortadoğulu girişimci' ön yargısını aşabilirse ülkede kolej işletmeciliğine girecek. Yücel, bu adımı daha çok kendini ispat etmek ve kurumuna prestij katmak amacıyla atıyor.

Yılda 200 milyon liranın üzerinde ciro yaratan Bahçeşehir Üniversitesi'nin yanı sıra Yücel'in sahip olduğu kolejlerin cirosu 200 milyon lirayı buluyor. Okullarına hizmet veren yemek ve basım şirketleri ise yaklaşık 100 milyon lira ciro üretiyor. Enver Yücel'in kurduğu eğitim ağı böylelikle birbirini besleyerek büyümeye devam ediyor.

*Metin dergide yer aldığı gibidir. Kelime "yansıtıyor" olmalı.

0 yorum:

Yorum Gönder

Arşiv